Neden? Bir okul, öğrencinin okula başladığı günden okuldan mezun olacağı güne kadar, sınırsız bilgi kaynaklarından yalnızca çok küçük bir kısmını öğrencilerine aktarabilir. Bu durumda, okulun öğrencilerine verebileceği kazanımlardan en değerlisi, öğrenmeyi öğretmek; yani öğrencilerine, okuma alışkanlığı kazandırmak olmalıdır. Kitap okuma alışkanlığı kazanmış öğrencilerin, öğrenme süreçleri hayatları boyunca devam edecektir. Düzenli kitap okumak, beyindeki pasif nöronları aktif hale getirerek doğuştan gelen zekâ seviyesinin on ila yirmi puan artmasını sağlamaktadır. Kitap okumak hayal ve düşünme gücünü, kendini ifade etme ve empati kurma becerisini, kelime dağarcığını, hafızayı, konsantrasyonu, bakış açısını, bilgi birikimini ve öz güveni geliştirmektedir. Merkezi sınavlarda okuduğunu anlama becerisini ölçen soruların sayısı yıldan yıla artmaktadır. Bu sınavlarda, düzenli kitap okuyan öğrencilerin, okumayan öğrencilere nazaran daha başarılı olduğu görülmektedir. Nasıl? Okumak, kişinin bütün hayatını olumlu anlamda değiştirebilecek en önemli eylemlerden biridir. Bu alana yapılacak yanlış bir müdahalenin, öğrencinin kitap okuma serüvenini başlamadan bitirebileceğinden dolayı, öğrencileri okumaya yönlendirme çalışmalarının profesyonel bir şekilde yürütülmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Endülüs Okuma Projesi psikoloji temelli bir projedir. Uzman psikologların danışmanlığında geliştirilen projede, dünya devi şirketlerin ürün satmak için kullandıkları psikolojik teknikleri, öğrencileri kitap okumaya yönlendirirken uyguluyoruz. Kapitalizmin aksine, bunu yaparken muhatabımızı nesneleştirmiyor; özne olarak görüyoruz. Kullanılan bu tekniklerle öğrencilere hayatları boyunca devam edecek bir okuma alışkanlığı kazandırmayı hedeflemekteyiz. Öğrencileri kitap okumaya yönlendirirken kullanılan 10 psikolojik tekniği projeyi okullarında uygulamak isteyen öğretmenlere belirli aralıklarla yapılan toplantılarda, detaylarıyla aktarıyoruz. Bunlara örnek vermek gerekirse uygulanan tekniklerden biri bilinçdışı güdüleme yöntemidir. Öğrencinin sevdiği olumlu duygular (kendini değerli hissetme, takdir edilme, sevilme, saygı duyulma vb.) ve duyular (tat, koku vb.) ile okumayı yan yana getiriyoruz. Okumak, öğrencinin bilinçdışında bahsi geçen olumlu duygu ve duyulara hissettiği sevgiyle birleşmiş oluyor ve onlara duyduğu sevgi okumaya ve kitaba aktarılıyor. Örneğin, projeye katılıp kitap okumaya başlayan öğrencileri, hayatlarını güzelleştirecek önemli bir karar aldıkları için tebrik ediyoruz. Kitaplarını okuyup özetlerini güzel bir şekilde anlatan öğrencileri takdir ve taltif ediyoruz. Böylece proje kütüphaneleri öğrencilerin hak ettikleri değeri gördükleri bir yer haline geliyor ve okul içinde en mutlu oldukları alanlardan biri oluyor. Hedefimiz, öğrencilerin kütüphaneye coşkulu adımlarla gelmelerini sağlamaktır.
Yine bu teknik kapsamında kütüphanelerde güzel bir koku bulunduruyoruz. Koku, diğer duyuların aksine beyinde bir süzgeçten geçmediği için koku hafızası en kuvvetli hafıza olarak kabul ediliyor. Günümüzde pek çok marka, mağazalarında güzel koku bulundurmak için özel bütçe ayırıyor. Koku üzerine yapılan çalışmalara göre, güzel koku bulunan ortamlarda kokunun beyni olumlu etkilediği ve kişinin bulunduğu ortamı kokusuz bir ortama göre daha çok sevdiği tespit edilmiştir. Biz de kütüphaneye gelen öğrencileri hoşlarına giden bir kokuyla karşılıyoruz. Böylece zihinlerinde koku duyusuyla kitap birleşmiş oluyor. Bu durum, kitabı ve kütüphaneyi sevmelerini sağlıyor. Bu alanda yapılan çalışmalara göre güzel koku bulunan ortamlarda geçirdiğimiz vaktin beyin tarafından olduğundan daha az hissedildiği görülmüştür. Böylelikle ortamda bulunan güzel koku sayesinde kütüphanede geçirdikleri ve kitaplarını değiştirmek için sırada bekledikleri zaman, zihinlerinde bir vakit kaybı olarak kodlanmamış oluyor. Aynı zamanda kitabını değiştirmeye gelen her bir öğrenciye şeker ikram ediyoruz. Öğrencilerin kütüphane içinde aldıkları güzel tat, hafızalarında kitapların da tatlı bir yer edinmesine vesile oluyor. Özet görevlileri Bir okulda bir yıl içinde 5000 kitap okunduğunu varsayalım. 5000 kitabının özetinin öğretmenler tarafından dinlenilmesi neredeyse imkansızdır. Eğer öğrencilerden oluşan bir ekip ve güzel bir sistem kurarsanız okunan bütün kitapların özetleri eksiksiz bir şekilde dinlenebilir. Projenin uygulandığı her okulda gönüllü öğrencilerden oluşan 20-30 kişilik bir özet dinleme grubu oluşturuyoruz. Kitabını bitiren ve değiştirmek için kütüphaneye gelen öğrenciler, o günün özet dinleme görevlileriyle karşılaşıyor ve okudukları kitapların özetini anlatıyorlar. Bu sayede kitabın okunup okunmadığını kontrol etmiş oluyoruz. Hem de öğrenciler, okudukları kitapla ilgili topluluk karşısında bir konuşma yapmış oluyorlar. Bu da onların kendilerini ifade etme becerilerine ve özgüvenlerinin gelişmesine ciddi oranda katkı sağlıyor.
Düzenli kitap okuyan ve okudukları kitapları anlatan öğrencilerin, kendilerini ifade etme becerilerinin geliştiği; arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle ve aileleriyle konuşmalarının olumlu yönde değiştiği gözlemleniyor. Bu durum, diğer okuma projelerine oranla verimin daha erken ortaya çıkmasını sağlıyor. Kitabın özetini baştan sona anlatan öğrenciye özet görevlileri birkaç soru soruyor: “Kitabın başlığıyla içeriği arasındaki ilişki nedir, bu kitabı sen yazmış olsaydın başlığını ne koyardın, bu kitabı sen yazmış olsaydın neresini değiştirmek isterdin?” gibi… Böylece öğrencilerin yorum yapma kabiliyeti de artmış oluyor. Özet dinleme görevlisi olan öğrencilere, okuldaki koordinatör öğretmen üzerinden küçük çapta beden dili ve psikoloji eğitimi veriyoruz. Çünkü kitabını değiştirmek için kütüphaneye gelen öğrenci orada herhangi bir olumsuz duygu yaşamamalı. . Kütüphanede bulundukları zaman diliminde öğrenciler kendilerini değerli hissetmeliler. Aksi takdirde yaşayacakları olumsuz bir durum, zihinlerinde kitapla ve okumayla birleşebilir. Bu durum ise okuma serüvenlerine zarar verebilir. Okuma etkinliğini öğrencilerle yürütmenin bir diğer katkısı da öğrencilerin projeyi daha çok benimsemeleridir. Proje yürütülürken gönüllü öğrencilere görev verilmesi halinde, okuma projesi, öğrencilere uygulanan bir proje değil; öğrencilerin kendi uyguladıkları bir projeye dönüşüyor ve öğrenciler katkı sağladıkları için projeyi daha da sahipleniyorlar. Teneffüsler Hem öğretmenlerin hem özet dinleme görevlilerinin hem de kitabını değiştirmek için kütüphaneye gelen öğrencilerin ortak boş vakitleri teneffüslerdir.
Projeye dâhil olan öğretmenler, teneffüslerini kitap değişimiyle değerlendirirler. Teneffüsler bir öğretmenin dinlenme vakitleridir. “Bir işi bitirdiğinde başka bir işe koyul!” düsturuyla, dinlenme vaktinden feragat eden öğretmenler, okuyan bir neslin inşasında vazgeçilmez bir konumdadır. Kitap Seçimi Kitap seçiminde üç kriterimiz var: Birincisi, okutulacak kitap, öğrencilerin ahlakını olumsuz yönde etkileyecek bir içeriğe sahip olmamalıdır. İkincisi, okumak için harcanan vakte değecek nitelikli bir eser olmalıdır. Üçüncüsü, kitap öğrencinin seviyesine uygun olmalıdır. Bu şartları sağlayan bütün kitapları öğrencilere okutuyoruz. Okuduğu kitabın özetini güzel bir şekilde anlatıp özet dinleme görevlilerinin onayından geçen öğrenciler, kitaplarını değiştirmek için kütüphanede bulunan öğretmenin yanına gelir. Koordinatör öğretmen, öğrencinin seviyesine ve ilgi alanlarına uygun başka bir kitap seçmesine yardımcı olur. Okumaya yeni başlayan bir öğrenciye ilk üç kitap, roman ya da hikâye kitaplarından verilir. Sonrasında bir roman ve bir fikir kitabı sıralamasıyla devam ediliyor. Eşik yöntemini kullanarak, öğrencinin okuduğu kitapların seviyesini yavaş yavaş artırıyoruz. Ödül Sene sonunda imkânlar dâhilinde, belli sayıda kitap okuyan öğrencileri ödüllendiriyoruz. Burada da ayrı bir çalışma yapmamız gerekiyor. Çünkü öğrencinin zihninde ödül bir amaç olmamalı, araç olmalıdır. Ödül, öğrencinin zihninde bir araç olursa okuma projesi amacına ulaşmış demektir. Biz, öğrenciye okumanın önemini ve hayatında neler değiştireceğini anlatabilirsek, öğrenci en büyük ödülün okuma alışkanlığı kazanmak olduğunu anlayacaktır. Ödül, onun için küçük bir motivasyon kaynağı olacaktır. Emanet, Nezaket ve Saygı Okuma projesine katılan öğrencilerin, sadece kitap okumayı değil, hayatı okumayı da öğrenmelerini amaçlıyoruz. Proje kapsamında yürüttüğümüz seminerlerle öğrencilerimize pek çok meselede farkındalık kazandırıyoruz. Ayrıca öğrencilerimizin emanet, nezaket ve saygı konularında bilinç ve davranış düzeylerinin gelişmesini hedefleyen çalışmalar gerçekleştiriyoruz. Neden Endülüs? Endülüs, medeniyetlere beşiklik etmiş mukaddes bir beldedir. Üç semâvî dinin insanını bir arada tutmayı, insanları saygı ve sevgiyle yaşatmayı uzun süre başaran bir yer olmuştur. Ayrıca, Endülüs'te ilme verilen önem hat safhadaydı. Bu ise talim terbiyenin ana malzemesi olan kitaba karşı derin bir hürmeti ve iştahı doğurmuştu. Mazide kalan bu ilginin şimdi de gelecekte de mümkün olacağına inandığımızdan, bu beldenin ismini projede kullanmak istedik.
|